Yazar: Michel Foucault

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Tür: Psikoloji

Sayfa sayısı: 330

Kapak türü: karton

Kağıt türü: 2. Hamur

Dil: Türkçe

Baskı: 2007

Barkod: 9789755395203

Bu 21. yüzyıl aile cinayetini tartarken nasıl yaklaşımlar sergilediğimizi ince ince didikleyebilsek, Foucault usulü bir arkeoloji çalışmasıyla içinde bulunduğumuz toplum üzerine bir ideolojik örgütlenmeler haritası çıkarabiliriz. Michel Foucault'nun birkaç arkadaşıyla birlikte eğildikleri vaka 19. yüzyıl Fransası'nda genç bir köylü tarafından işlenmiş cinayetlerdi. 'Annemi, Kız Kardeşimi ve Erkek Kardeşimi Katleden Ben, Pierre Riviere' adını taşıyan çalışmanın alt başlığı da '19. Yüzyılda Bir Aile Cinayeti'dir.

Bir ana-baba katili üstüne o dönem adalet mekanizmasının, tıpla el ele vererek çatışmalı-çelişkili bir çözümleme gayretine girişmesini izlerken dönem hakkında önemli şeyler öğreniriz. Akıl ve delilik arasındaki gerilimli alanın toplumsal yansımalarına tanık oluruz. Görünürde böylesine vahşi bir eylemi gerçekleştirmesinde bir neden saptanamayan, köylülerin deli ya da budala diye adlandırdığı Riviere'in karşısında bütün silahlarını takınmış yargıya ve tarihe büyük bir sürprizi vardır. Biraz okuma yazması olduğunu söyleyen Riviere, duruşmasını beklediği hücrede olağanüstü bir metin kaleme alır. Bu uzun hikâye, adeta Dostoyevski'nin elinden çıkmış, güçlü mü güçlü bir metindir. Pierre Riviere, o metinde anası ile kardeşlerini bir budama satırıyla doğradığında doruğuna kavuşan hayatını neredeyse bir edebiyat adamının yetkinliğiyle hikâye eder. Doğal olarak da Foucault ve arkadaşlarını cezbeden de budur. Yoksa o dönemde ana-baba katli, pek de nadir rastlanır olaylardan değildir. Senede 15, bazen daha da fazla böyle vakayla karşılaşıldığı belirtilmiş. O dönemde tam da krala yapılmış bir suikastın ana-baba katliyle özdeşleştirildiğini ve en büyük suç olarak görüldüğünü de belirtelim. Katilin dile gelmesi, kendi arızalı ruh halini de mükemmel bir dil ve gözlem gücüyle aktarabilmesi elbette çok sarsıcı.